Barınak Değil, Ölüm Kampı!

Barınak değil, ölüm kampı!

Bu manşeti atan çok satan ulusal gazetelerimizden Sabah Gazetesi attı.

Gazete, son derece duyarlılık göstererek örnek bir gazetecilik haberini kamuoyuna sundu. Manşeti de son derece çarpıcı.

Olayı kısaca hatırlamakta fayda var. Kars belediyesine ait hayvan barınağındaki sokak köpeklerinin içler acısı durumu görüntülenmiş, görüntülerin ardından hayvan severler sosyal medyadan büyük tepki göstermişti. Cep telefonu ile barınağı kaydeden hayvan severler, köpeklerin açlıktan birbirlerini öldürüp yemeye başladıklarını söylemişlerdi. Ölüm Kampını andıran barınakta bir köpeğin başının koptuğu, zifte bulanan 3 yavru köpeğin ise hareketsiz yattığı görüldü.

İşte bu içler acısı tablo üzerine Kars belediyesinden sorumlular hakkında soruşturma açıldığı açıklaması geldi. Sorumlular hakkında soruşturma açılması tabii ki de güzel bir haber ama sorunun çözümü için yeterli mi?

Hayvan barınağının pislik içinde olduğu, kamera sistemlerinin çalıştırılmadığı, barınağa yardım yapılamadığı yönünde araştırılması gereken çok çeşitli iddialar var.

Bu haberi okuyunca takıldığım konu şu oldu. Belediye ilgililer hakkında soruşturma açmış. İlgililer kim?

Artık her gün medyada hayvanlara yapılan kötü uygulamaları görmek mümkün. O kadar sıradanlaştı ki. Sanki o gün hayvanlara yönelik bir şiddet uygulanmamasını garipsemeye başladık neredeyse.

Bu kötü görüntüleri yok edecek müesseselerin başında belediyeler geliyor. Sokak hayvanlarını koruyacak, bakacak, gözetecek, insanlara zarar vermesini önleyecek kurum şu anda belediyeler. Belediyelerde bu feci haberleri alıyorsak o zaman tuz da kokmuş demektir.

Sorumuza geri dönelim. İlgililer kim? En başta belediye başkanıdır. Şehrin emini olması gereken ve denetim, koordinasyon sorumluluğu olan belediye başkanı bundan kendisini sorumlu görmemesi mümkün değildir. Mesele o partinin belediyesi bu partinin belediyesi de değildir. Yani işin siyasi yönü hiç önemli değildir. Zaten işe siyasi yönden bakıldığı anda sorun hiçbir zaman çözülmeyecektir.  Bu yaşanabilir bir çevre ve şehrin emini olması gereken belediye başkanının görevini yapmaması ile ilgilidir. Burada sorumluluktan kastım doğrudan cezai sorumluluk da değildir. Bu infial doğuran olay karşısında şehrin emininin çıkıp “ben sorumluluğumu yerine getirmede ihmal ettim, bu kötü görüntülerin, uygulamaların yaşanmasındaki sorumluluğumdan dolayı halkımdan özür dilerim” şeklinde yapacağı bir açıklama ile en azından vicdani sorumluluğu taşımasıdır.

İnanın bazı şeyler hiç de zor değildir. Yeter ki sorumluluk duygusuyla hareket edilsin ve konu kapatılmaya çalışılmasın. Kamuoyuna yansıdığı için söylüyorum; Kars Hayvan Barınağı ölüm kampı olarak görülmekte iken, belki de örnek havyan barınağı haline gelebilecektir. Mümkün müdür? Elbette mümkündür. Nasıl mı?

Belediye başkanının Şehrin Emini olduğunu hatırlayıp ciddiyetle meseleyi ele alması ve masaya yumruğunu vurması ile.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*