Bir Yargısız İnfaz: Ön yargı
İnsanların büyük çoğunluğu önyargıları ile hareket ediyor. Ülkemizin yetiştirdiği araştırmacı gazetecilerinden Uğur Mumcu‘nun sözü ne kadar da manidar. “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın.”
Günümüzde büyük bir çoğunluğumuz bilmeden büyük bir günaha ortak oluyoruz önyargılarımız nedeniyle. Önyargılarımız nedeniyle de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor ve kararımızı veriyoruz. Tabi ki bu karar da Yargısız İnfaz olarak karşımıza çıkıyor.
Ön yargı ve kabullerimiz nedeniyle olayları önyargı penceresinden görüyor, bakıyor ve hükmediyoruz. Aksinin olabileceğine ihtimal dahi vermiyoruz. Aman Allahım. Bu ne büyük bir cinayettir farkında olmadan işlediğimiz.
Yargısız İnfaz lugatta şöyle tarif ediliyor: Kişinin kendi görüşlerini anlatamaması/anlattırılmaması; kararın tümüyle yargıyı veren kişilerin bakış açısı/bilgisi, görgüsü/çıkarları doğrultusunda olması durumudur.
Çizgi roman kahramanı Red Kit’in romanlarında, bir adamı darağacına götürürlerken adam: “ama beni yargılamadınız ki!” diye bağırınca kitleden bir ses gelir: “önce asalım, sonra yargılarız!” diye ortaya konulan olaydır Yargısız İnfaz.
Önyargının bir adım ötesidir Yargısız İnfaz. Oraya ön yargı ile çıkılır. O yüzden ön yargıdan uzak durmak ve ön yargıyla hareket etmemek gerekir. Ön yargı bir ateştir, sadece ateşe attığını değil, elinde tutanı da yakar. Ve çoğu zamanda geri dönüşü olmaz/olamaz.
Yukarıda bahsedilen olayların acı bir tezahürü Bursa’da gerçekleşti.
29 yaşındaydı Avukat Emir Said İnam! Av tüfeğiyle canına kıydı.
İntiharı duyuran Bursa Baro Başkanı Avukat Gürkan Altun, İnam’ın babasının KHK ile ihraç edilmiş bir öğretmen olduğunu belirterek; “Hain damgası yemekten yorgun düşmüştü” dedi.
Günümüzde hain damgası yemeyen kaldı mı o ayrı bir konu ama bir genci nasıl perişan etmişiz ki hayatına son vermeyi kurtuluş olarak görmüş.
Sonuç mu?
Önyargılarımız ve yargısız infazlarımız yüzünden gencecik bir avukat bu dünyaya acı bir hatıra bırakarak göçtü gitti ebedi aleme.
Allah rahmet eylesin.