Bu Dünya’da ki Adalet

Bu Dünya’da ki Adalet

Tüm toplum ve dinlerde baş tacı edilmiş Adalet. Adaletli bir toplum ve adaletli uygulamaların önemi ve vazgeçilmezliği vurgulanmış.

Adalet öyle bir kavram ki, onun yokluğu her şeyin yok olmasına neden olmakta. O yüzdendir ki adliyelerimizde ve mahkeme salonlarında adaleti dağıtan hakimlerin arkasında “adalet mülkün temelidir” yazılıdır.

Günümüzde ise dünyadaki adaleti en iyi gösteren heykel “Adalet zengin ve güçlünün elindedir” heykeldir. Dünya adaleti, zenginlerin, imtiyazlıların, güç sahiplerinin elinde kalmış. Dünya adalete muhtaç. Dünya da adalet olmadığı içinde her yerde kargaşa ve terör var. Dünyanın adaleti tesis edecek Fatih’lere ihtiyacı var.

Adalet anlayışını asırlarca en iyi uygulamış bir milletiz. Osmanlı’yı büyük yapan ve 600 yıl 3 kıta da hüküm sürdüren askeri gücü değil, adalet gücüydü. Osmanlı’nın adalet anlayışının en çarpıcı örneği Fatih Sultan Mehmet han ile ilgili ibretlik olaydır.

İşte bu her daim hatırlanması gereken olay:

Padişah Fatih Sultan Mehmet Han zamanında yapılacak bir cami inşaatı için bir yerde uygun görülen araziyi Fatih istimlak eder. Ve fermanı da mühürleyerek istimlak kararını tasdikler. Fakat bu arazinin sahibi bir Yahudi’dir. Bu olay üzerine istimlak kararını kendine yediremeyen Yahudi kadıya giderek koca padişahı şikayet eder.

Kadı padişahı huzuruna çıkarır. Her iki tarafı da dinledikten sonra kadı kararını açıklar: “Padişahın mühür vurduğu sağ eli kesilecek.”

Fatih Sultan Mehmet karara tepkisiz kalıp bir tek cümlesine bile karşı gelmemiştir. Bu karar üzerine Yahudi “Yahu koskoca Padişahın elini kesecekler ve bunu sadece benim arazim istimlak edildi diye yapacaklar” diye düşünerek kararından vazgeçer.

Kadı Fatih Sultan Mehmet’e dönerek “Eğer padişahlığına güvenip de benim verdiğim karara karşı gelseydin şu gördüğün topuzla senin kafanı ezer seni oracıkta öldürürdüm” der.

Kadının bu cümlelerine istinaden koca Sultan Fatih de “Eğer ki sen de benim padişahlığıma aldanıp farklı bir karar verseydin ben de senin kafanı kılıcımla koparırdım” der.

Yahudi’ye gelince. Bu adalet sistemine ve bu kadar insanlığa yüreği ne kadar haz etmiştir ki o karar verildikten sonra şikayetini geri alır ve Müslümanlığı kabul ederek o anda şahadet eder.

Adalet öyle müthiş bir mekanizmadır ki, adil olan toplumlar yükselir ve dünyada güç sahibi olurlar.

İşte çarpıcı bir örnek:

Ukrayna’da yaşayan Normanlar; Rusların baskısından o kadar bıkmışlardı ki kiliselerinin defterine şöyle yazmışlardır: “Ya Rabbi. Osmanlının gücünü kuvvetini artır ki, gelip bizi de kurtarsın… Bize din hürriyeti versin… Can ve mal emniyetimizi sağlasın… Amin…”

Normanlar 1800 yıllarında Rus zulmünden Amerika’ya kaçmışlar ve yanlarında bu kilise defterini de götürmüşlerdi. Bu gün bu defter adı geçen sayfa açılmış olarak Amerika’nın Utah bölgesindeki bir Norman kilisesinde teşhir edilmektedir.

Adaleti tesis etmek insana verilecek en büyük değerdir. “İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın” sözünün tezahürü adaletli olmak ve adaleti tesis etmektir.