Gaslighting Çemberinde Kalmak!

Gaslighting Çemberinde Kalmak!

Yazar: Dr. Ali Yılmaz

Değişen, gelişen ve dönüşen dünya ile birlikte insan ilişkileri de giderek zorlaşmaktadır. İnsan sağlığını ve düşünce yapısını doğrudan etkileyen, Manipülatör kişilerin başvurduğu bir eylem olan gaslighting, oldukça merak edilen ve bilinmesi gereken bir tanım olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki, gaslighting nedir? Buna İngilizce’de “Gaslighting (geslayting)” denmektedir.

Gaslighting: Bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemidir. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirmedir. Bireyde veya seçilen grupta şüphe uyandırma, kalıcı inkâr, çelişki ve yalan yoluyla peyderpey dikte edilmekte ve fark edilmesi kimi zaman güçleşmektedir.” Kısaca duygusal bir istismar biçimidir.

Konunun uzmanı olmadığımız için gasligting kavramının sağlık yönünü değil, daha çok toplumsal ve siyasi yönünü ele almaya çalışacağız.

Gaslighting; bir kişinin veya grubun, hedeflenen bir birey veya gruba gizlice şüphe tohumları atması, onların kendi hafızalarını algılarını ve yargılarını sorgulamalarına neden olmasıdır.

Bu terim, ilk olarak 1938 yılında, İngiliz bir oyun ve roman yazarı olan Patrick Hamilton’un bir oyunundan ortaya çıkmıştır. Bu sergilenen oyunda, kendi anı ve algılarından şüphelenmesine neden olan yanlış bilgiler ile manipüle edilen psikolojik bir taciz türü olarak kabul edilen “gaslighting” işlenmektedir. Hatta Amerikalılar bu konuda film bile çekmişlerdir.

Gaslighting niçin uygulanmaktadır? Gaslighting uygulanmasında asıl amaç;  Gerçek bir olayı ya da hikâyeyi tersine çevirerek dikkat dağıtılması, hedef kişinin hatalı ya da suçlu olduğunun gösterilmesi amacını taşımaktadır. Ayrıca gaslighting uygulaması, uygulayan kişinin hedef kişi ya da toplum üzerindeki gücünü ve kontrolünü artırmayı amaçlar. O güç ve kontrol öyle hale gelir ki, insanı istismarcıya bağımlı hale getirebilir. Başka bir ifadeyle, güçlü, otorite sahibi birinin kendinden zayıf birine uyguladığı bir psikolojik zorbalıktır.

Bir siyasi lider, bu uygulamayı geri kalmış ve sorgulamadan uzak yetişmiş bir topluma uyguluyor ise bunun adı “siyasi gasligthing” kavramı ile açıklanır.

Bilinçli ve planlı bir şekilde gasligting uygulaması; bireyi kendine güvenmeyen, değersiz hisseden, korkak bir insana dönüştürmekte;  kişinin iradesinin zayıflamasına yol açmaktadır.

Bu uygulama ile

– Güçlü, zayıfı sistemli olarak ezmektedir. Güçlü kişi ya da lider, kişiyi kontrol altına almak için yalan yanlış söylemlerle manipüle ederek kendi doğrularını ve söylemlerini yavaş yavaş ve adım adım karşısındakine kabul ettirmektedir.

– Gasligthing uygulayan kişi, hedef kişi ya da toplumun kendisi ile aynı fikirde olması için manüpülatif stratejiler uygulamakta ve ilişkinin kendi istediği şekilde gitmesini sağlamaya çalışmaktadır.

– Gaslighting uygulamasında yalan ve yanlış sürekli tekrar edildiğinde kişi ona inanmaya başlamakta, aksini ispatlasanız dahi doğruyu kabul etmemektedir. Zira algıları, fikirleri ve davranışları ona hissettirmeden çeşitli taktikler ile ve aldatma yoluyla değiştirilmektedir.

– Bu uygulama en çok evliliklerde görülmektedir. Bizim toplumda erkek egemen olduğu için otorite sahibi erkek, gastlighting uygulamaktadır. Bu uygulama sonucu kadın kendisini değersiz hissetmektedir.

– Bazı tarikat ve cemaatlerde çok sık rastlanmaktadır. Örneğin; bir tarikat şeyhi müridine gastlighting uygulayabilmektedir. Psikolojik zorbalık sonucu mürit kendi gerçekliğinden kopmakta, şeyhinin her söylediğini doğru kabul etmekte ve onun her istediğini yapmaktadır. “Badeleme” örneğinde olduğu gibi.

Gaslighting uygulaması toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yönden gelişmiş, olayları “araştıran-sorgulayan-eleştiren” kesimlerde yeterince etkili olmamaktadır. “Onun için cahillerin ferasetine güveniyorlar! O halde kimler gaslightinge maruz kalmaktadır?

Psikologlar: “Duygusal, şüpheci özgüveni düşük, biat ve sadakat esaslı yetişmiş itaatkâr ve yumuşak başlı ve onay arayıcı bireylerde bu uygulama etkili oluyor” demektedir.

Bu kavram bizim toplumda çok fazla bilinmemekle birlikte, son günlerde gaslighting uygulamalarına rastlamak mümkündür. Uygulayan kişiler incelendiğinde bazı ortak özellikler karşımıza çıkmaktadır. Bunlar: Otoriter, dominant, psikopatik kişilikte,  zeki, empatiden yoksun, anti sosyal kişilikte olan, eleştiriye tahammülsüz ve öfkesini kontrol edemeyen kişilerdir.

Bu manipülatör kişiler ya da liderler…

Birinci aşamada;  önce kişiyi yol arkadaşı, dava adamı, ortak idealleri paylaşma gibi değerlerle hileli bir şekilde yönlendirmekte ve birlikteliklerinin harika olduğu algısı yaratarak kendi yanına çekmektedir.

İkinci aşamada;  hayranlık duyulan birey birden sorunlu, ideal olmayan ve hiçbir şeyi beceremeyen bir kişiye dönüşmektedir. (Örneğin; Metal yorgunluğu yaşadığına inanmaktadır.) Artık birey, değersizleştirme evresindedir. Manipülatör kişi, baskın karakteri ile tek adama dönüşmekte ve her dediği doğru kabul edilmektedir. Onun aklının herkesin aklından üstün olduğu kabul görmekte, kimse eleştirmeye cesaret edememektedir. Güçlü, muktedir kişinin üstün vasıflara sahip olduğuna inanılmakta, bireyin aklı ve mantığı ipotek altına alınarak “mankurt” hale getirilmektedir.

Üçüncü aşamada; hedef kişi istenilen yararı sağlamadığında ya da aykırı davrandığında terk edilerek yeni arayışlar içine girilmektedir. Bu şekilde dikteye maruz kalan bireyler aidiyet duygularını yeniden kazanmak için sık sık özür dilemek zorunda kalmaktadır.

Gaslighting çemberinde kalmak, insanı köleleştirmekte ve kul haline dönüştürmektedir. Farkına varıldığında ilişkinin sonlandırılması gerekir. Ancak çemberin dışına çıkmadan durumun fark edilmesi ve fark ettiğinde de yardım almadan bağın koparılması çok zordur. Zira cesaret ve özgür irade gerektirir.

Bu hafta gaslighting konusuna genel olarak değindim. Haftaya “Hakikat Ötesi Çağın En büyük Silahı: Siyasi Gaslighting” konusunu yazacağım.