Hırslar ve Şahsi İkballer uğrunda feda edilen Ahlaki Değerler mi yoksa sadece İnsan olmak mi?

Oktay İYİSARAÇ 24.01.2023

HIRSLAR VE ŞAHSİ İKBALLER UĞRUNDA FEDA EDİLEN AHLAKİ DEĞERLER Mİ YOKSA SADECE İNSAN OLMAK MI?

Hırs, salt bir şeyi ihtiraslı olarak isteme güdüsüdür. Azim ise zorluklara karşı metanetli, sabırlı ve kararlı olma durumudur. Azim; çalışmak, çabalamak ve nasip deyip hakkına razı olmaktır. Hırs ise daima daha fazlasını istemektir.

AZİM HIRS
Azim kelimesinin anlamı bir işteki engelleri yenme kararlılığıdır. Hedeften vazgeçmemektir ve oraya ulaşmak için var gücünle çalışmaktır. Ancak sonuca karışmamaktır. Sonucun Allah’ın (cc) takdiri olduğunu bilip kısmet demektir. Azimde sabır ve çalışmak vardır. Hırslı insan içinde hedefi çok önemlidir. Ancak bu hedefe ulaşırken helalı gözetmez. İstediğim olsun der ve de o yolun helal mi haram mı olduğunu düşünmez. Allah’ın (cc) rızasını kazanmak bu kimseler için önemli değildir. Sadece hedeflerine ulaşmak için her doğruyu göz ardı edebilirler.
Mallarınız ve canlarınız husûsunda mutlaka imtihan edileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve günahlardan sakınırsanız, elbette bu davranış, yapılmasında azimli ve kararlı olunması gereken en mühim işlerdendir.

(Âl-i İmrân / 186. Ayet)

Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (SAV) gözlerini hırs bürümüş insanları bir hayvana benzetmiştir. Ka’b İbnu Malik (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref hırsıyla dine verdiği zarardan daha fazla değildir.” Efendimiz (SAV) hırslı insanların hem kendilerine hem de etraflarına verdiği zarar hayvanların açlıktan gözleri dönmüş hallerine benzetmiştir.

Bunları neden anlatıyorum?

Siyaset kendi çıkarın doğrultusunda oynadığın bir oyun mudur sorusuna cevap aramak için…!

Memleket yangın yerine dönmüş, ekonomi çökmüş, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar almış başını gitmiş, insanlar umutsuzluklar içindedir. Peki neden? Bunların temelinde kişisel ikballer, kendini devletin sahibi görmeler, hatta devlet benim söylemleri de cabası!

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün gençliğe hitabesinde belirttiği gibi :” Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.” Öngörüsü bugün aynen yaşanmakta mıdır? Kesinlikle evet!

Ne oldu bize böyle? Bizler dini, dili, ırkı, milleti ne olursa olsun aynı halaylara giren, aynı sofraya oturan, aynı secdeye eğilenler değil miydik? Siyasi hırslar, makam ve mevki hırsları uğruna ne ara bu hallere geldik?

Böyle bir siyaset ve bu düşünceye sahip olanlar olmaz olsun…

O zaman silkelenelim dostlar…Kenetlenelim….Milletle bütünleşelim… Sen-ben, O’cu-Bu’cu demeden şahlanalım! Kalplere dokunalım, ama ilk önce kendi kalbimize ve vicdanımıza…

Bizlere onurlu ve namuslu vatan evlatları yeter. Lütfen her daim vicdanımızın sesine kulak verelim.. Zaman nefislerimizi geride bırakma zamanı. Zaman, Şahsi ikbal peşinde koşma zamanı değil! Zamanı kaçırırsan vicdan da işe yaramaz  Zamansız devreye giren vicdan devreye girdiğinde çok geç olabilir.

Artık İYİ’leşme vakti, Artık halay vakti, Artık Gönülleri fethetme vakti! #TakdirAzizMilletimizindir.

NOT: PDF formatında indirmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz.

https://bfdk.org/wp-content/uploads/2023/01/24.01.2023-Oktay-IYISARAC.docx

24.01.2023 Oktay İYİSARAÇ

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*