Japon Ahlakı

Japon Ahlakı

Pek çok din vardır; fakat sadece bir tek ahlak vardır.” John Ruskin

Ahlak denilen kavram, bedendeki ruh ve can gibidir. Madde de ki manadır.

Öyle önemli bir kavramdır ki ahlak, olmazsa olmazdır.

Ahlak sadece manevi açıdan değil maddi açıdan da değerlendirilmelidir. İş ahlakı gibi. Ahlak; sanıldığı gibi dini inanca sahip olan kişilerin sahip olduğu bir erdem değildir.  Ahlaka insan eğitim, kültür ve vicdan ile ulaşır.

Nice dini toplumlar vardır ki ahlak sükût etmiş.  Nice inanmayan toplumlar vardır ki ahlakta zirveyi yakalamış. İşte bunun en güzel örneği Japon Ahlakı’dır.

Japonların herhangi bir dini inancı ve dini kitapları yok. Ama ahlak anlayışında zirvelerde gezen bir toplum. İşte birkaç Japon ahlakı örneği:

Japonya’da bir doğal afet olduğunda hiçbir Japon, marketleri, mağazaları yağmalamıyor. Boşalan evleri soymuyor. Stok yapmıyor. Markette 2 ürün kalmışsa ikisini de satın almıyor, diğerini bir başkası alsın diye bırakıyor. Devletlerinin dağıttığı yardımları stoklayıp, ihtiyacı olanlara fahiş fiyatlarla satmıyorlar. Ölü soymuyorlar. Sadelikle, samimiyetle ve en önemlisi saygı ile defnediyorlar ölülerini.

Japonların bu ahlak anlayışı ve uygulamaları dini toplumların da dikkatini çekmekte. Japonların nasıl bu kadar ahlaklı oldukları konusunda tartışıyorlar.

Din eksenli ve hayata dini açıdan bakan toplumlarda genelde her şey ahlak temeli üzerine kurgulanıyor. Bilmiyorlar ki her şeyden önce insana değer verme ve hakkın gözetilmesi önemlidir.

Ahlak konusunda en çok ahkâm kesenler, en ahlaksız olanlardır” sözünü de göz ardı etmemek lazım.

Japon ahlakının temeli, günah ve günah anlayışından kaynaklanan korkuya değil, çevreden utanma duygusuna dayanır. Japon için;  yüz kızartıcı suçla itham edildiğinde istifa ediyor ve hatta hayatını dahi sonlandırabiliyor. Utanma duygusu olmayanın korkusu olur mu?

İşte basından bir başka Japon ahlakı örneği;

“Deprem gününden bu yana Japonlar, 48 milyon dolardan fazla nakit parayı ve içlerinde toplam olarak 30 milyon dolar para bulunan binlerce kasayı yetkililere teslim etti. Böylece, deprem ve ardından gelen Tsunami’de kaybedilen 78 milyon dolar felaket mağdurlarına iade edilebilecek.

Ülkedeki herkesin aynı anda, aynı şekilde davrandığını düşünülünce Japon ahlakının muhteşemliği daha da ortaya çıkıyor.

Peki soru şu. Japonya bu ahlak seviyesine nasıl ulaştı?

İşin sırrı eğitim ve uygulamalarda.

Japonya’da ulusal bütçenin %12’si eğitime ayrılırken %7,7’si askeri harcamalara ayrılmaktadır. Japonya’da okur-yazarlık oranı % 99’dur. İlkokul düzeyinde bir öğretmene ortalama 25 öğrenci, orta öğretimde 18 öğrenci, yüksek öğretimde 11 öğrenci düşmektedir.

Japonya’da zorunlu eğitim 9 yıldır. Okulların % 90’ında jimnastik salonu, % 75’inde yüzme havuzu bulunmaktadır. Bütün okullarda eğitim amaçlı Japon Televizyon Kurumu (Nippon Hosa Kyokai) tarafından mükemmel bir şekilde hazırlanmış radyo ve televizyon sistemi mevcuttur. Devlet okullarının çoğunda üniforma yoktur ancak ayırt edilebilmeleri için şapka veya sembol taşımaları gerekmektedir.

Eğitimin korkuya değil, utanma duygusu temeline dayanır. Eğitimle utanma duygusu, özveri, düzen, disiplin, saygı aşılanmaktadır.

Sözün özü; Ahlaklı olmak için dindar olmak gerekmiyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*