Kalite mi? Sayı mı?

Kalite mi? Sayı mı?   

Turizm’i anlatırken bacasız sanayi olarak anlattılar bizlere yıllarca. Aslında çok da yerinde bir tabir idi bacasız sanayi.

Turizm artık her ülkenin önemli gelir kalemlerinden ve bütçenin önemli kalemlerinden.

Ülkemizde de turizmin gelişmesi için çalışmalar yapılmakta. Ancak çoğu zaman yetkililerin ve ilgili kuruluşlardan turizme yönelik hedeflerini anlatırken turist sayısını ön plana çıkarttıklarını görmekteyiz. Maalesef ki ülkemizde turizmin iyi olup olmadığına gelen turist sayısına göre değerlendirme yapmaktayız.

İstatistikler hiçbir zaman yalan söylemez. Rakamlar her zaman gerçekleri ortaya çıkarır. İşte acı gerçeklerimiz.

İspanya’ya 2018’de 82.8 milyon turist gitmiş. Turizm geliri 103 milyar $. Bize ise 46.1 milyon turist gelmiş, 29.5 milyar $ bırakmış. İspanya’da bir turist ortalama 1244 $ harcarken, Türkiye’de ise 647 $. Yani rakamlar diyor ki neredeyse 2 katı daha fazla harcama yapılmış.

Rakamlar da göstermektedir ki turist sayısı değil turistin kalitesi yani getirisi önemli. Yıllardır şehir efsanesi gibi duyarız bize hep bitli turist geliyor diye. Türkiye muhteşem güzellikleri ve turizm altyapısı ile kaliteli yani gelir düzeyi yüksek turisti hak etmeli. Hala bu seviyeye gelemediyse yani dönüp dolaşıp yıllar geçse de aynı sözleri söylüyorsak bir yerlerde hata yapıyoruz demektir. Bunlar kalifiye eleman yetersizliği, tanıtım eksikliği ve marka değeri oluşturamadığımız zenginliklerimiz (yemek, doğal güzellik, ürünler vs), turizm alanlarını çeşitlendirmelerdeki yetersizlikler başlıca etkenler olarak gözükmektedir.

Yıllardır her şey dahil sistemini aşamadık. Her şey dahil olunca da gelen turist harcama yapmak ihtiyacı hissetmiyor, otelden çıkmıyor, para harcamıyor. Niye harcasın ki?

Turizm alanlarının çeşitliliğinin sağlanmasının yanında turisti harcama yapmasını sağlayacak aktivite, ürün ve hizmet çeşitliliğinin arttırılması üzerinde de çalışılması gerekmektedir.