Karizma ve İtibar

Karizma ve İtibar

Kişinin kararı kesin ve yolda başına gelecek tüm olasılıkları hesapladıysa, yola çıkmak kolaydır. Zor olan, olasılıklardan birisi ile karşılaştığında vereceği tepkidir. Ya hesapladığı gibi şaşmadan yoluna devam edecek ya da pes edip bırakacaktır!

Mustafa Kemal’i, Atatürk yapan her zaman kararlı ve tutarlı olan duruşudur. O, planlarını yapmış, kararlarının bütün ayrıntılarını inceden inceye hesaplamış, gerektiğinde radikal manevralar yapmaktan çekinmemiş, ülkemizin kurucusu, TBMM tarafından kendisine Türkler’in atası anlamına gelen Atatürk soyadı verilmiş olan ışığı hiç sönmeyen karizmatik bir liderdir.

Üzerinden 105 yıl geçmiş olmasına rağmen 19 Mayıs ruhu halen ilk günkü heyecanı ile devam etmektedir. Atatürk, bugün artık bir kişinin adı olmaktan çok bağımsızlık, laiklik, özgürlük gibi kavramlar ile özdeşleşmiş modern yaşama ait fikirlerin hepsinin ortak adıdır.

Karizmatik lider kavramı, Alman sosyolog Max Weber tarafından ilk defa kullanılmış olup; yetenekleri ve kişiliklerinin gücüyle karşısındaki üzerinde etki edebilen, ihtiyaçlara duyarlılık gösteren, hedeflediklerini yapabilmek için bir vizyonu olan, öz güveni yüksek olan kişiler olarak tanımlanmaktadır. (1)

Karizmatik bir lider, etki etmek istediği topluluğa zorla bir şey yaptırmaz. Aksine topluluk, gönüllü olarak ona katılır. Milli Mücadele başladığında, tam da böyle olmuştur. Anadolu halkı zaten bölgesel olarak direniş başlatmıştı. Toprağını savunuyordu. Mustafa Kemal, bu bölgesel direnişleri düzenli bir orduya dönüştürmeyi başaran kişidir. Fikirleri ile önder olmuş, olaylar karşısında aldığı kararlar ile halkı peşinden gelmeye ikna edebilmiş doğal bir liderdir.

Milli Mücadele’yi başlatmak türlü zorlukları da beraberinde getirmişti. Tehditler, yabancı ülke manda ve himayesini kabul etmek isteyenler, çeteler, muhbirler, ajanlar, suikastler, tutuklanma tehlikesi, çok sevdiği askerlik mesleğinden istifa etmek zorunda kalması ve hakkında çıkan ölüm fermanı… Kısacası düşündüğünden çok daha vahim olaylar gelmişti başına. Hepsinden de başaracağına olan inancı ve halkın samimiyetine duyduğu güven ile kurtuldu. Tutuklanma emri çıktığında yolundan dönmeyi düşünmedi. Askerlik mesleğinden istifa etti. Bir anda yüce komutan makamından sade bir vatandaş seviyesine inmişti. İlk bakışta itibarı yerle bir olmuş gibi görünse de aksine halkın daha da çok sevgi ve saygısını kazandı.

Zaten Mustafa Kemal için itibar, aldığı unvanlar ya da askerlik mesleğinden kazandığı maaş değildi ki. Onuru ile yaşamak, özgürlük ve bağımsızlığıydı. Gerektiğinde her şeyden ama herkesten geçebilirdi. Fakat özgürlük ve bağımsızlığından asla! İtibar kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde: “Saygınlık, borç ödemede güvenilir olma” şeklinde tanımlanmaktadır.

Borç demişken annesi Zübeyde Hanım, Milli Mücadele’nin çetin günlerinden birinde bir telgraf gönderiyor Mustafa Kemal’e: ‘’Oğlum borcumuz birikti, ne yapalım?’’ Telgrafı getiren yaveri Salih Bozok, Hint Müslümanlarının Milli Mücadele için gönderdiği yardım paralarından ödemeyi teklif ediyor. Mustafa Kemal’in cevabı: Hayır Salih o para milletin mücadelesi için toplandı, şeklinde oluyor. Annesine evdeki halıları satmalarını tavsiye eden bir telgraf çekiyor. (2)

İşte bu ve benzeri olaylar karşısında aldığı radikal kararlar, Mustafa Kemal’in karizmatik bir lider olduğunun tartışmasız kanıtlarıdır. Uçurumun kenarında yıkık bir ülkeden modern, borçlarını ödemiş, kendi kendine yeten bir ülke yaratmıştır. Ölümünün üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hala popülerliğini korumayı başarmaktadır. Karizmatik liderlerin bir diğer özelliği, fikrilerinin ve hizmetlerinin etkisinin yüzyıllar boyu devam etmesidir. Bunun sebebi yıllar geçse de yerine gelen yeni fikirler ve hizmetlerin karizmatik liderin fikir ve hizmetleri ile yarışamamasıdır.  Atatürk, yaptığı hiçbir hizmeti kendisine mal etmemiş her şeyi halkı için yapmıştır. Bütün mirasını da Türk Halkı’na emanet etmiştir. Bizzat kendisinin kaleme aldığı Milli Mücadele’yi anlatan Nutuk adlı eseri ile kendisinden sonraki nesillere hedeflerini anlatabilmiş; böylece fikirleri ve vizyonu unutulmamıştır.

Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Halkevleri, Fabrikalar, yabancı devletlerin işlettiği demiryollarının yeniden millileştirilmesi halkın yararına yaptığı hizmetlerden ilk akla gelenlerdir. Lider olunabilir. Fakat karizmatik liderlik müstesna bir durumdur. Öncelikle yeteneklerin ve kişiliğinin gücüyle karşındaki üzerinde etkili olacaksın, ihtiyaçlara duyarlılık göstereceksin, hedeflediklerini yapabilmek için bir vizyonun ve özgüvenin olacak. Sana emanet edilen parayı, toprakları, milli kaynakları çarçur etmeyeceksin. Zorla bir şey yaptırmayacaksın. Halk gönüllü ve kendiliğinden gelecek.

Bugün 19 Mayıs 2024, bu yazdıklarımı hiçbir zaman okuyamayacak yıllar önce aramızdan ayrılmış bir karizmatik lideri sizlere dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Buna beni kimse zorlamadı. Tamamen gönüllü kendi isteğim ile yaptım. Çünkü bunu ona borçluyum. Bugün bu satırları yazan özgür bir kadınsam o karizmatik lider sayesindedir. Atatürk’ü anmaktan, onun bize emanet ettiği bayramları kutlamaktan asla vazgeçmeyin. 19 Mayıs ruhu nereye giderseniz gidin yolunuzu hep aydınlatsın. Güçlü kararlı ve özgüvenli olun. Çünkü Atatürk sadece sizden bunu ister.

Yararlanılan Kaynaklar:

Aykanat, Z.(2010), Karizmatik Liderlik ve Örgüt Kültürü İlişkisi Üzerine Bir Uygulama, T.C. Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Dündar, C. (2013), Salih Bozok’un Anıları Yaveri Atatürk’ü Anlatıyor, Can Sanat Yayınları A.Ş.

Berna DEVECİ

BFDK Üyesi

https://www.okurmedya.com/yazar/berna-deveci/karizma-ve-itibar-129-kose-yazisi