Ne Tadı Var Bu Dünyanın?
Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisi kahramanlarından Süleyman’ın seslendirdiği Ne Tadı Var Bu Dünyanın? şarkısı melodisi, ritmi, sözleri ile ruhumda derin izler bırakan ve defalarca dinlesem de bıkmadığım müthiş bir eser.
Orijinali Jovano Jovanke adında bir Makedon Halk Şarkısı olduğu söylenen eserin sözleri şöyle;
“Gelmezsen dönmezsen
Öpmezsen sevmezsen
Ne tadı var bu dünyanın
Ne hayat ne rüyanın
Ne bugünün ne yarının
Ne sensiz hatıranın
***
Gelmezsen öpmezsen
Sevmezsen dönmezsen
Ne anlarım ben bu aşktan
Dudakların uzakta
Vazgeçtim ben bu sevgiden
Sen düştün kalbimden.”
Hayat ne garip. Ne tadı var bu dünyanın? Yok bu dünyanın bir tadı tuzu. Ne içinde yaşadıklarımız, ne içimizde kopan fırtınalar, ne doğan güneş, ne lamba gibi asılmış ay. Tadı da yok tuzu da artık bu dünyanın.
Yaşama sevincimizi, motivasyonumuzu da kaybettik galiba. Ne sahip olduklarımız, ne tattığımız zevkler, ne gördüğümüz sanat eserleri bizleri mutlu etmiyor.
Sanki içimizden bir şeyler koptu. Zaman öyle bir geçmiş, öyle şeyleri kaybetmişiz ki ancak şimdi farkına varıyoruz.
Yaşar Kemal’in sözleri belki de durumuzu çok iyi anlatıyor.
“O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, İnsanın piçine kaldık”
Sanki o iyi, o güzel insanlar gidince hayatın tadı da tuzu da kalmadı. İçimizden bir şeyler koptu, her şeyi ifade eden bir şey.
Kendimiz ettik, kendimiz bulduk. Ne ekersen onu biçersin.
Yok ettik, sevgiyi, kardeşliği, huzuru, yeşili, çevreyi, güzel olan ne varsa.
Ne kaldı elimizde. Yok edilmiş bir çevre, betonlaşmış kentler, ihanet edilmiş şehirler, yeşile hasret evler, isli paslı hava, cendere altına alınmış hayatlar, dünya telaşı ile oradan oraya koşan insanlar, birbirinin kuyusunu kazan toplum tabakaları ve kindar nesiller.
Yaşanmaz şehirler, sevgiden saygıdan uzak, her fırsatta kavgaya meyilli insanlar.
Rantı, makamı devam etmesi için her yolsuzluğa, her hırsızlığa, her ahlaksızlığa, her çevre katliamına göz yuman insan müsveddeleri sizlere sormak isterim. Ne Tadı Var Bu Dünyanın?
Memnun musunuz eserinizden? Mutlu musunuz? Makamlarınız, servetleriniz, fabrikalarınız, yatlarınız, katlarınız var ama huzurunuz, mutluluğunuz var mı? Sahi siz hala kendinizi insan mı zannediyorsunuz? Değilsiniz, olmadınız ve olamayacaksınız? İçinizdeki kini, öfkeyi, makam ve servet düşkünlüğünü ve toplum mühendisliği yapma hastalığınızı atmadığınız müddetçe de sureta insan olmanın ötesine geçemeyeceksiniz.
Ne Tadı Var Bu Dünyanın? sorun kendinize. Vicdanınızı sorgulayın. Rahat mısınız?
Dünyalıkları ve makamları tuttunuz ama bu milletin hem evlatlarını hem de geleceğini çaldınız, yok ettiniz.
Hakkın divanı kurulduğunda, defterler açıldığında, her şeyin ayan beyan ortaya çıktığı gün, halinin nice olacağını hiç düşündün mü? Ölmeden önce ölün, başını iki elinin arasına al, ben ne yaptım? diye kendine sor. Sor kendine iş işten geçmeden, son nefesini vermeden, hayat tiyatrosundaki son perden inmeden…
Giden geri gelir mi gelmez mi bilinmez ama şundan emin olun.
“Gelmezsen dönmezsen
Öpmezsen sevmezsen
Ne tadı var bu dünyanın
Ne hayat ne rüyanın” dizelerindeki gibi.
Gelmezseler, dönmezseler hayatımızın tadı da geri gelmeyecek.
İyi insanlar geri döner mi dönmez mi bilinmez. Bizlere düşen geri dönmelerini beklemek. Gelsinler ki hayatımızın tadı geri gelsin, gelsinler ki kardeşlik türküleri söylensin, gelsinler ki emniyet ve huzur tesis edilsin.
İyi insanlar, gelmezseler, dönmezseler onlara bir şey olmayacak. Biz sadece cehennemi bu dünyada da yaşamaya devam edeceğiz.
Son söz:
“İyi insanlar cennete gider, değil! İyi insanlar nereye giderse cennet orası olur.” Osho
Yitirdiğimiz Cennete ulaşmak ümidiyle..
Av. İbrahim Güllü