Tuşlara Hükmeden Adamın Düşüşü

Tuşlara Hükmeden Adamın Düşüşü…

 İnsanın hayatta kendisini şok eden, hayatında müthiş değişiklikler yaşamasına neden olan olaylar vardır. Yaşanılan olayın etkisi ile de insan kendine gelir, tabir caizse su yolunu bulur, mecrasına oturur.

İşte çarpıcı, bir o kadar da enterasan bir ibretlik olay. Size tuşlara hükmederken büyük düşüş yaşayan adamın hikayesi.

Kim mi bu adam?

O, bir zamanlar Polonya’nın en ünlü piyanisti ve bestecisiydi. Chopin’i en iyi yorumlayanlardan biri…

Sonra diplomat oldu. Siyasete girdi ve Polonya’nın Başbakanlığına seçildi.

Birgün Başbakan olarak Fransa gezisi sırasında Paris Üniversitesi Müzik Bölümünde okuyan bir genç yanına gelip:

“Siz O ünlü Piyanist Jan Paderevsky değil misiniz?” diye sordu.

Paderevsky: “Evet O benim “ diye cevapladı.

“Fakat Şimdi?”

Şimdi Polonya’nın Başbakanıyım işte” deyince Genç:

Ya öyle mi, ne büyük düşüş” diyerek cevap verir.

Paderevsky Gencin bu sözünü hayatı boyunca dert eder. Birgün Halka konuşurken şunları söyler.

Piyanonun tuşlarına hükmetmek devlete hükmetmekten zormuş meğer..!

Başbakan iken Irmak geçmeyen yere köprü vaad edersiniz. Herkes inanır. Halkı kandırarak devlete hükmedebilirsiniz. Ama 7 oktavlı bir piyanoda, fa sesine basıp do diye yutturamazsınız. Notalar sizi gerçeğe, yalnızca gerçeğe, matematiksel ölçüye, tartıya, armoniye, melodiye doğru sesi vermek için doğru tuşa basmaya mecbur eder. Müzik sizi yalandan, sahtekârlıktan kurtarır” sözü ile yaşadığı büyük düşüşü ve içinde kopan fırtınayı anlatmıştır.

Sanattan yoksun olan toplumlar, hayatla bağlantıları kopmuş, eğlenmeyi ve toplumsal olayları dile getirmeyi bilmiyor demektir. Sanattan kopmuş bir sanatçı ise kendini kaybetmiş, kendini arayan insandır.

Atatürk’ün söylediği gibi ”sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözünü şimdi daha iyi anlıyorum.