Yabancının Sınır dışı Edilmesi

Yabancının Sınır dışı Edilmesi

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu çerçevesinde Türk vatandaşlığının ikamet, evlenme veya istisnai yollarla kazanmamış kişi mevzuata göre yabancıdır ve Türkiye de kalışı için gerekli izinleri almalıdır.

İkamet İzinleri

Türkiye‘ye vize veya vize muafiyeti ile girmek 180 günlük bir süre içinde 90 güne kadar kalış hakkı vermektedir. Ülkeye usulüne uygun olarak vize veya vize muafiyeti ile gelen yabancıların Türkiye de daha fazla kalmaları için Türk idari otoritelerinden ikamet izni almaları gerekir. İkamet tezkeresi denilen bu iznin alınabilmesi için ülkede kalma amacına göre uygun ilgili belgeler, hazırlanarak yabancının bulunduğu ilin Yabancılar Şube Müdürlüğüne veya varsa ilçenin Yabancılar Büro Amirliğine bizzat yabancı tarafından götürülerek verilmelidir.

Örneğin Türkiye de eğitim görecek yabancı bu amaca uygun olarak öğrenim vizesi alıp ülkeye giriş yapmalı ve bu tarihten itibaren bir ay içerisinde, kurumundan aldığı öğrenci belgesini ilgili emniyet müdürlüğüne vererek ikamet tezkeresi almalıdırlar.  Bunun yanında eğer yabancı en az altı aylık bir ikamet tezkeresi sahibi ise öğrenim belgelerini ibraz etmesi durumunda öğrenci vizesi ile ülkeye giriş yapmamış olsalar bile bu amaçla ikamet tezkeresi tanzim edilebilir. Ayrıca öğrenim amaçlı ikamet tezkeresi bulunan yabancıların eş ve çocuklarına refakat amaçlı ikamet izni, ana  baba ve yakınlarına ise uzun süreli ziyaret amaçlı vize alarak gelmeleri halinde ziyaret amaçlı ikamet tezkeresi düzenlenebilmektedir.

Bir diğer ikamet izni çeşidi de çalışma amaçlı ikamet tezkeresidir. Ülkemizde çalışmak isteyen bir yabancının öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından Çalışma izni alması daha sonra bu izinle dış temsilciliklerimizden Çalışma vizesi alarak ülkeye gelmesi ve geldiği yerin ilgili emniyet müdürlüğünden çalışma meşruhatlı ikamet tezkeresi alması gerekir.

İkamet Tezkeresi geçerli olduğu süre içinde kişiye Türkiye‘de kalış hakkı sağlamaktadır. İkamet tezkereleri kalış amacına uygun olarak bir defasında en fazla 5 yıllık süre için geçerli olmak üzere düzenlenir ve ancak 4 defa uzatılabilmektedir.

Yine ikamet tezkeresinin süresi bitmeden veya sürenin bitim tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde ilgili emniyet müdürlüğüne başvurularak sürenin uzatılması talebinde bulunulur. Bu sürenin geçirilmesi otomatik olarak ikamet izni başvurusunun reddini sonuçlanmaz. İkamet tezkeresi alındıktan sonra kalış amacı değişir ise bu durumun da idareye bildirilmesi ve yeni duruma göre ikamet tezkeresi alınması gerekir. İkamet tezkereleri tek başına pasaport yerine geçmez. Yabancı ancak pasaportu ile birlikte bu belgeyi kullanabilir.

Uzun süreli ikamet tezkeresinin alternatifi olarak bir yabancı vize veya vize muafiyeti sonrasında 6 aya kadar kısa süreli ikamet izni de alabilmektedirler. Ancak bu süreden daha uzun kalışlar için amaca uygun uzun süreli vize alınmalıdır. Eğer yabancının Türkiye de kalış süresinde bir çocuğu doğmuş ise anne veya baba nüfus müdürlüğüden giderek en geç 90 gün içinde çocuk için ikamet tezkeresi almalıdırlar. İkamet adreslerini değiştirmek isteyen yabancılar gittikleri ve ayrıldıkları ilin emniyet müdürlüğüne ve ayrıca ilgili nüfus müdürlüğüne yeni adreslerini bildirmelidirler. Ayrıca Türkiye’de herhangi bir amaçla en az altı ay süreli ikamet tezkeresi alan yabancılar Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden yabancılara mahsus kimlik numarası alabilirler.

Sınır dışı Edilme

İkamet izni bulunmayan, ikamet izin süre geçmiş, ülkeye izinsiz ve illegal yollardan girmiş vs yabancılar kolluk tarafından yapılan kontrol neticesinde tespit edilmeleri durumunda ilgili valilikçe haklarında sınır dışı etme kararı alınmakta ve bunun yanında haklarında idari gözetim kararı verilerek geri gönderme merkezlerine alınmaktadırlar.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununu 3. maddesinde Yabancı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişi olarak tanımlanmıştır. Buna göre belli durumların ve şartların varlığı halinde ülke sınırlarımız içerisinde bulunan yabancılar hakkında sınır dışı edilmelerine karar verilebilir. Sınır dışı etme kararıyla, menşe ülkesine veya transit gideceği ülkeye ya da üçüncü bir ülkeye yabancı zorla gönderilir.

Sınır dışı etme kararı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün talebi üzerine veya resen valiliklerce alınır. Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya tebliğ edilir. Kararın hangi valilikçe alındığı, dava açılırken yetkili mahkemenin tespiti bakımından önemlidir. Kararı alan il valiliğinin idari yargı bakımından bağlı olduğu yer mahkemesinin yargı yetkisi vardır.

Sınır dışı Kararına İtiraz

Mevzuatımıza göre hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgi verilmelidir. Zira yabancı sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine başvurma hakkına sahiptir. Bu başvuru süresi ve yolunun yabancıya bildirimi adil yargılama açısından hayati önem taşır. Böyle bir bildirimin bulunmadığı durumda dava sürelerinin işlemeye başladığından bahsedilemez.

Sınır dışı kararının öğrenilmesi üzerine bu kararın iptali için yetkili idare mahkemesinde dava açan kişi durumu sınır dışı etme kararını veren makama bildirmelidir. Her ne kadar kanunda idare mahkemeleri tarafından bu başvurunun 15 gün içinde sonuçlandırılacağı belirtilmekte ise de fiilen böyle bir yargılama süresinin sağlanması pekte mümkün değildir. Yargılama fiilen ayları bulmaktadır.

İdare mahkemesince bu konuda verilen karar kesindir. Bu kararlara karşı istinaf, temyiz itiraz kanun yolu öngörülmemiştir. Karar kesin olduğu için bu karara karşı yabancı ancak Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapabilir. Bunun süresi de tebliğden itibaren 30 gündür. Bu başvurudan da sonuç alınamaması durumuna yine AYM kararının tebliğinden itibaren 4 ay içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine hak ihlali iddiasıyla başvuru yapılabilir. Gerek AYM gerek AİHM başvurularının ivedilikle görülmesi ve tedbir kararına hükmedilmesi önemlidir. Zira yargılama süresince kişinin sınır dışı edilmesi mümkündür. Ancak bu mahkemelerce verilecek bir tedbir ve sınır dışı edilme kararının durdurulmasına ilişkin bir ara karar fiilen sınır dışı edilmeyi durdurabilir.

İdare mahkemelerinde dava açılmasının en önemli sonucu yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancının sınır dışı edilememesidir. Yasanın 53. maddesinde açıkça “Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez” denilmektedir. Bu nedenle bu konuda açılacak davada yürütmenin durdurulması istenmesi gereksizdir. Dava açılması ile zaten sınır dışı etme kararının uygulanması duracaktır.

Kanunun 54. maddesine göre şu yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:

1-5237 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler.

2-Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar

3-Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar

4-Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar

5-Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar

6-Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler

7-İkamet izinleri iptal edilenler

8-İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler

9-Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler

10-Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ya da bu hükümleri ihlale teşebbüs edenler

11-Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler

12-Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar

13-İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar

14-Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler.

Görüldüğü üzere mevzuat 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 59. maddesine atıf yapmaktadır. Burada “İşlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilen yabancı, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına veya koşullu salıverilmesine karar verildikten ve her halde cezasının infazı tamamlandıktan sonra, durumu, sınır dışı işlemleriyle ilgili olarak değerlendirilmek üzere derhal İçişleri Bakanlığına bildirilir” denilmektedir. Böylece denetimli serbestlikten veya koşullu salıverilmeden yararlanan yabancılar bu durumda sınır dışı edilebilir. Cezanın bihakkın infazı durumunda da yabancı sınır dışı edilir.

Bunun yanında çıkar amaçlı suç örgütü ve terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi olanlar bakımından da sınır dışı kararı alınabilmektedir. Ancak bu durumun nasıl tespit edileceği belirli değildir. Bir yabancının örgüt üye veya yöneticisi olarak Türkiye de yakalanarak ceza alması durumunda mahkeme kararı ile yöneticilik, üyelik ve üye olmamakla birlikte destek olmak ortaya konulabilir. Ancak bu durumda zaten ceza çekildikten sonra veya denetimli serbestlik süresi içinde kişi sınır dışı edilir. O halde burada kanun haklarında mahkeme kararı olanlardan değil yönetici, üye ve destekleyici olanlardan bahsetmektedir. Bu durumda haklarında mahkeme kararı bulunmasa da uluslararası ve ulusal olarak suç veya terör örgütü olarak tanımlanmış bir örgütün yönetici, üye ve destekçisi olduğu güçlü delillerle ortaya konabilen kişinin sınır dışı edilebileceği sonucuna varılmak gerekir. Ayrıca mevzuat Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler için de aynı sonucu öngörmüştür. İlişkili kavramı da muğlaktır ve her olaya özgü olarak değerlendirilmelidir.

Yabancının Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullanıp kullanmadığının tespiti kolaydır. Zira kişinin bu işlemler nedeniyle sahte belge kullandığının tespiti üzerine vize ve ikamet izinleri reddedilmektedir. Bunun üzerine sınır dışı etmek kararı alınmaktadır.

Geçimin meşru olmayan yollardan sağlanması çok geniş bir tanımlamadır ve çıkar amaçlı örgütsel faaliyetler, fuhuş, dolandırıcılık vs sayılabilir. Kavramın genişliği ortadadır ve her bir olay kendi özelinde değerlendirilmelidir.

Yabancının kamu düzeni, kamu güvenliği ve sağlığı açısından tehdit oluşturup oluşturmadığı sorunu daha somut şekilde açıklanabilir. Zira kamu düzeninin nasıl bozulduğu, kamu güvenliğinin nasıl olumsuz etkilendiği, kamu sağlığının nasıl tehlikeye düşürüldüğü idare tarafından delilleri ile ortaya konulmalıdır. Kişi hakkında adli idari soruşturma bulunması, gerçekleştirdiği eylemler vs ile düzen, güvenlik ve sağlık açısından tehlike uyardığı ortaya konabiliyor ise sınır dışı kararı alınabilir.

Vize muafiyetinini 10 günden fazla aşılması da sınır dışı kararı için bir gerekçedir. Bu durumun ispatı açık ve nettir. Yine ikamet izninin iptal edildiği, ikamet başvurusunun reddedildiği, ikamet iznin süresinin 10 günden fazla geçirildiği, ikamet izni uzatma başvurusu reddedilip 10 günden fazla süredir ülkede kalma durumda da kişi hakkında sınır dışı kararı alınabilir. Ancak bu durumda kişinin ikamet izninin iptali yada ikamet başvurusunun reddine ilişkin işlemi idari yargıya taşıyıp taşımadığı, bu konuda dava açıp açmadığı da önem taşır. Zira bu yargılamanın durumuna göre sınır dışı etme kararı da askıda kalabilir. Bu yargılamanın sonucuna göre sınır dışı etme kararı da iptal edilebilir.

Türkiye de legal olarak bulunan ancak çalışma izni olmadığı halde çalıştığı tespit edilenler, ülkeye giriş çıkış ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davrananlar, ülkeye giriş yasağı olmasına rağmen ülkeye girenler, uluslararası koruma başvurusu reddedilenler de sınır dışı etme kararının muhatabı olabilmektedirler.

Haklarında Sınır dışı Etme Kararı Alınamayacak Olanlar

Yukarıda sayılanlardan olsalar dahi haklarında sınır dışı etme kararı alınmayacaklar 55. madde de şöyle düzenlenmiştir.

1-Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar

2-Ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler

3-Hayati tehlike arz eden hastalıkları için tedavisi devam etmekte iken sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkânı bulunmayanlar

4-Mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan insan ticareti mağdurları

5-Tedavileri tamamlanıncaya kadar, psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları

Ölüm cezası insan haklarının korunması siteminde kaldırılmıştır. Yine işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele mutlak korunan temel hakların sınırları içindedir. Hiçbir yabancı bu şekilde temel haklarının ihlal edileceğine ilişkin ciddi emare bulunan bir ülkeye geri gönderilemez. Haklarında başka ne sebep bulunursa bulunsun bu konudaki koruma mutlaktır. Ölüm, işkence ve insanlık dışı muamele bu konuda kesin engeldir ve kişi sınır dışı edilemez. Ancak bu durumun ispatı zordur. Zira kişinin her zaman bu şekilde bir akıbete uğrayacağını, bu konuda ciddi sebeplerin, emarelerin, işaretlerin bulunduğu kesin yazılı delillerle ispatı mümkün değildir. Bu noktada idari yargı yerlerine büyük sorumluluk düşmektedir. Gönderilecek ülke ve ilgili yabancının durumu idare mahkemesince dikkatle incelenerek böyle bir akıbetin varlığının ciddi emarelerle ispatı durumunda kişi hakkında alınan sınır dışı kararı iptal edilmelidir.

Ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler de sınır dışı edilmezler. Sağlık sorunu ve bunun ciddi olduğu yazılı delilerle, doktor raporu vs ile ortaya konulmalıdır. Kişini sağlık sorununa gittiği ülkede çözüm bulamayacağı ve ayrıca seyahatin sorunun ciddiliği nedeniyle riski oluşu ortaya konulmalıdır. Hamilelik nedeniyle seyahatin riskli olmasının ispatı yine doktor raporuyla olabilir. Yaş nedeniyle seyahatin riskil oluşu durumunda da yine tam teşekküllü bir hastaneden rapor gereklidir. Bunun yanında hayati tehlike arz eden hastalıkların tedavisi devam etmekte iken sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkânı bulunmayanlar için de sınır dışı yasağı bulunmaktadır. Ayrıca mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan insan ticareti mağdurları, tedavileri tamamlanıncaya kadar, psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları da bu korumadan yararlanır.

Bu değerlendirme herkes için ayrı yapılır. Bu kişilerden, belli bir adreste ikamet etmeleri, istenilen şekil ve sürelerde bildirimde bulunmaları istenebilir.

Terke Davet

Kanunun 56. maddesinde terke davet usulü düzenlenmiştir. Buna göre sınır dışı etme kararı alınanlara, sınır dışı etme kararında belirtilmek kaydıyla, Türkiye’yi terk edebilmeleri için on beş günden az olmamak üzere otuz güne kadar süre tanınır. Ancak, kaçma ve kaybolma riski bulunanlara, yasal giriş veya yasal çıkış kurallarını ihlal edenlere, sahte belge kullananlara, asılsız belgelerle ikamet izni almaya çalışanlara veya aldığı tespit edilenlere, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlara bu süre tanınmaz. Türkiye’den çıkış için süre tanınan kişilere, Çıkış İzin Belgesi verilir.

İdari Gözetim

Kanunun 57. maddesine göre sınır dışı edilecek yabancılar, kolluk tarafından yakalanmaları hâlinde, haklarında karar verilmek üzere derhâl valiliğe bildirilir. Bu kişilerden, sınır dışı etme kararı alınması gerektiği değerlendirilenler hakkında, sınır dışı etme kararı valilik tarafından alınır.

Hakkında sınır dışı etme kararı alınanlardan;

1-Kaçma ve kaybolma riski bulunan,

2-Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden,

3-Sahte ya da asılsız belge kullanan,

4-Kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan,

5-Kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar

hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınır. Bu kişinin özgürlüğünün kısıtlanarak bir geri gönderme merkezine yerleştirilmesi ve sınır dışı edilene kadar buradan salıverilmemesi anlamını taşır.

Bunun yanında kanunun 57/A maddesinde belirtilen idari gözetime alternatif yükümlülükler de getirilebilir.

Buradan da anlaşılacağı üzere idari gözetim kararı alınarak kişinin geri gönderme merkezine konması istisnai bir durumdur zira kişinin bu süratle hürriyeti kısıtlanmış olur. Bu ağır yaptırımın yerine alternatif yükümler getirilerek kişi serbest kalabilir. Uygulamada kamu idaresi tarafından idari gözetim kararı ağırlıklı olarak verilmekte ancak bu kararın itiraz mercii olan sulh ceza hakimlikleri tarafından kararın hukukiliği denetlenmektedir. Zira kaçma kaybolma riski, kamu düzeni, güvenliği ve sağlığı için tehdit oluşturma gibi hususlar muğlaktır ve yoruma ihtiyaç duyarlar. Sahte ya da asılsız belge kullanılması daha somut bir gerekçedir ve ispatı nisbeten kolaydır. Giriş çıkış kurallarının ihlali, çıkış için tanınan sürede çıkılmaması gibi hususlar da her bir olayın kendi özelliklerine göre değerlendirilmelidir.

Hakkında idari gözetim kararı alınan yabancılar, yakalamayı yapan kolluk birimince geri gönderme merkezlerine kırk sekiz saat içinde götürülür. Geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim süresi altı ayı geçemez. Ancak bu süre, sınır dışı etme işlemlerinin yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemesi nedeniyle tamamlanamaması hâlinde, en fazla altı ay daha uzatılabilir.

İdari Gözetimin İdari Denetimi

İdari gözetimin devamında zaruret olup olmadığı, valilik tarafından her ay düzenli olarak değerlendirilir. Gerek görüldüğünde otuz günlük süre beklenmeden idari gözetimin devamında zaruret görülmeyen yabancılar için idari gözetim derhâl sonlandırılabilir. Bu yabancılara da  alternatif yükümlülükler getirilebilir.

İdari gözetim kararı, idari gözetim süresinin uzatılması ve her ay düzenli olarak yapılan değerlendirmelerin sonuçları, gerekçesiyle birlikte yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Aynı zamanda, idari gözetim altına alınan kişi bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa, kendisi veya yasal temsilcisi kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir. Yabancının avukatı var ise tüm tebligatlar bu avukata yapılmalıdır aksi halde geçersizdirler.

İdari Gözetim Kararına İtiraz Mercii

İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. Başvuru idari gözetimi durdurmaz. Dilekçenin idareye verilmesi hâlinde, dilekçe yetkili sulh ceza hâkimine ulaştırılır. Sulh ceza hâkimi incelemeyi beş gün içinde sonuçlandırmalıdır. Sulh ceza hâkiminin kararı kesindir. İdari gözetim altına alınan kişi, yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabilir. Bu hali ile istenildiği kadar bu konuda itiraz yapılması mümkündür.

Sulh ceza hakimliklerinin verdiği itirazın kabulüne ilişkin kararlarda; yabancının hakkında adli işlem bulunmadığı, hangi nedenden kamu düzeni açısından tehdit olduğunun ortaya konamadığı, kamu güvenliğini tehdit eden eylem ve sebeplerin ortaya konulamadığı, kaçma kaybolma riskinin bulunduğunun somut olarak ortaya koyulmadığı, idari gözetim kararının sınır dışı edilme işleminin sağlanmasına yönelik bir kurum olduğu, alternatif tedbirlerle amaca ulaşılamayacağı durumlardaki zorunlu hallerde başvurulabileceği, idari gözetim kararının amaç bakımından ölçülü ve orantılı olması gerektiği, alternatif tedbirlerle idari gözetimden umulan faydanın elde edilebileceği, yabancının ulaşılabilir bilinen adresinin bulunduğu, ulaşılabilir olduğu vs sebepler sayılmaktadır.

Buna karşı itirazın reddine ilişkin kararlarda; yabancının ülkede yasal kalış hakkının bulunmadığı, uzun süredir ülkede yasa dışı ikamet ettiği, kolluk tarafından yakalandığı, ülkede kasden yasa dışı ikamet etme iradesinin olduğu, kaçma kaybolma riskinin bulunduğu, yabancının şahsi durumunun ve idari gözetimin zaruret olduğu, inceleme tarihi itibariyle de bu zaruretin devam ettiği, hakkında soruşturma bulunduğu, ulaşılabilir bilinen bir adresinin bulunmadığı, ülkeye giriş çıkış kurallarını ihlal ettiği, sahte veya asılsız belge kullandığı, hakkındaki soruşturmanın niteliği gereği kamu düzeni açısından tehdit oluşturduğunun sabit olduğu, eylemlerinin kamu güvenliğini tehdit ettiği vs hususlar zikredilmektedir.

Her bir itiraz kendi özellikleri çerçevesinde değerlendirilmekte ve her bir sulh ceza yargıcının bireysel olarak her bir dosya için değerlendirmesi farklı olabilmektedir. Yabancının yaşı, cinsiyeti, geçmişi vs gibi hususlar bile itiraz değerlendirmesinde göz önüne alınmaktadır. İdari gözetim işlemine karşı yargı yoluna başvuranlardan, avukatlık ücretlerini karşılama imkânı bulunmayanlara, talepleri hâlinde Avukatlık Kanunu hükümlerine göre avukatlık hizmeti sağlanır. Ancak fiilen yabancının bu hakkını bilmesi kullanabilmesi pekte kolay değildir.

Bunun yanında idari gözetim altına alınan yabancıların uyruklarının tespit edilmesi amacıyla elektronik ve iletişim cihazları incelenebilir. İnceleme sonucunda elde edilen veriler bu amaç dışında kullanılamaz. Bu incelemenin sadece uyruk tespiti için yapılabileceği kanunda açıkça zikredilmiştir. Bunun haricinde bir amaçla yapılan inceleme temel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına gelebilir.

İdari gözetime alternatif yükümlülükler

İdari gözetim kararı istisnai ve çok ağır bir tedbirdir. Bu nedenle mevzuat özellikle bu tedbire başvurmadan alternatif tedbirlerin değerlendirilmesini öngörmektedir. Kanunun 57/A maddesinde alternatif yükümler belirtilmiştir. Bunlar;

1-Belirli adreste ikamet etme

2-Bildirimde bulunma

3-Aile temelli geri dönüş

4-Geri dönüş danışmanlığı

5-Kamu yararına hizmetlerde gönüllülük esasıyla görev alma

6-Teminat

7-Elektronik izleme

Hakkında idari gözetime alternatif yükümlülükler getirilen yabancı kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir. Yabancıya bu yükümlülüklerden bir ya da birkaçının getirilmesi durumunda yükümlülüğün süresi yirmi dört ayı geçemez. Bunun yanında idari gözetime alternatif yükümlülüklere tabi tutulduğu, yabancıya, yasal temsilcisine ya da avukatına gerekçeleri ile birlikte tebliğ edilir.

İtiraz Mercii

Elektronik izleme yükümlülüğüne tabi tutulan yabancı bu karara karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. Başvuru yabancının tabi tutulduğu idari yükümlülüğü durdurmaz. Sulh ceza hâkimi incelemeyi beş gün içinde sonuçlandırır. Sulh ceza hâkiminin kararı kesindir. Buna ek olarak idari gözetime alternatif yükümlülüklere uymayan yabancılar idari gözetim altına alınabilir. Yabancıya teminat yükümlülüğü getirilmesi ve yabancının teminat süresi içerisinde mücbir sebepler ve mahkeme sürecinin sona ermemesi halleri saklı kalmak kaydıyla Türkiye’den çıkmaması durumunda teminat Hazineye irat kaydedilir.

Geri gönderme merkezleri

İdari gözetime alınan yabancılar, geri gönderme merkezlerinde tutulurlar. Geri gönderme merkezleri Bakanlık tarafından işletilir. Geri gönderme merkezlerinde;

1-Yabancı tarafından bedeli karşılanamayan acil ve temel sağlık hizmetleri ücretsiz verilir,

2-Yabancıya; yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme, ayrıca telefon hizmetlerine erişme imkânı sağlanır,

3-Yabancıya; ziyaretçileri, vatandaşı olduğu ülke konsolosluk yetkilisi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisiyle görüşebilme imkânı sağlanır,

4-Çocukların yüksek yararları gözetilir, aileler ayrı yerlerde barındırılır,

5-Çocukların eğitim ve öğretimden yararlandırılmaları hususunda, Millî Eğitim Bakanlığınca gerekli tedbirler alınır.

Temel ve acil sağlık hizmeti insan hakkıdır ve her devlet yetki alanında bulunan tüm insanlar için vatandaşı olsun olmasın bu hizmeti sağlamakla yükümlüdür. Bunun yanında yabancının haklarını koruyabilmesi için yakınlarına, notere, temsilcisine ve avukata erişme hakkı mutlaktır. Görüşme hakkı korunmaktadır. Yine yabancıya ziyaret imkanı mevcuttur. Çocukların korunması ve eğitimi için de gerekli tedbirler alınmalıdır.

Sınır dışı etme kararının yerine getirilmesi

Geri gönderme merkezlerindeki yabancılar, kolluk birimi tarafından sınır kapılarına götürülür. Geri gönderme merkezlerine sevk edilmesine gerek kalmadan sınır dışı edilecek olan yabancılar, kolluk birimlerince sınır kapılarına götürülür. Sınır dışı edilecek yabancıların seyahat masrafları kendilerince karşılanır.

Yabancının mevcut parası sınır dışı seyahat masraflarının tamamını karşılamaya yetiyorsa sınır dışı seyahat masrafları yabancının mevcut parasından karşılanır ve artan tutar kendisine bırakılır.  Yabancının hiç parası yoksa seyahat masraflarının tamamı Genel Müdürlükçe karşılanır.

Yabancıların pasaportları veya diğer belgeleri, sınır dışı edilinceye kadar tutulabilir ve sınır dışı işlemlerinde kullanılmak üzere biletleri paraya çevrilebilir. Gerçek veya tüzel kişiler, kalışlarını veya dönüşlerini garanti ettikleri yabancıların sınır dışı edilme masraflarını ödemekle yükümlüdür. Yabancıyı izinsiz çalıştıran işveren veya işveren vekillerinin, yabancının sınır dışı edilme işlemleri konusundaki yükümlülükleri hakkında 4817 sayılı Kanun uygulanır.

4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 18. maddesinde;

“a) Bağımsız çalışan yabancılar, çalışmaya başladıkları tarihten ve çalışmanın bitiminden itibaren, b) Yabancı çalıştıran işverenler yabancının çalışmaya başladığı tarihten, çalışma izninin verildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde çalışmaya başlamaması halinde bu sürenin bitiminden itibaren ve herhangi bir nedenle hizmet akdinin sona erdiği tarihten itibaren, En geç on beş gün içerisinde durumu Bakanlığa bildirmekle yükümlüdürler” denilmektedir.

Bu bildirim yükümlülüğüne uymamanın müeyyidesi 21. maddede sayılmaktadır. Buna göre  bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen bağımsız çalışan yabancı ile yabancı çalıştıran işverene, çalışma izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancıya, Çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işverene para cezaları öngörülmüştür. Bunun yanında işveren yabancının ve varsa eş ve çocuklarının konaklama giderlerini, ülkelerine dönmeleri için gerekli masrafları ve gerektiğinde sağlık harcamalarını karşılamak zorundadır. Bu madde ile de sınırdışı edilecek yabancının yol ve sağlık masraflarına işverenin katlanacağı açıkça ortaya konulmuştur.

Geri gönderme merkezlerinden iltica/sığınma talebinde bulunmaya engel bir durum bulunmamaktadır. Her yabancı merkezde bulunduğu sırada talep etmesi halinde iltica/sığınma prosedürüne alınabilmektedir.

Av. İbrahim Güllü

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*