Zindan: Burası Dirilerin Kabridir

ZİNDAN: BURASI DİRİLERİN KABRİDİR

İslam tarihinin meşhur kıssasıdır Hz. Yusuf’un zindana düşmesi ve sonrasında Mısır’a Sultan olması.

Hz. Yusuf, zindandan çıkarken önce hapiste kalanlar için dua etti. Sonra’da zindan kapısına şu cümleleri yazdı: “Burası dirilerin kabridir. Hüzünlerin toplandığı bir evdir. Dostların tecrübe edildiği, düşmanların sevindirildiği bir yerdir.”

Bu muhteşem tespit, insanoğlu var olduğu müddetçe geçerliliğini, güncelliğini koruyacaktır.

İnsan hayatı boyunca inişli çıkışlı anları olur. Belki de bir insan için en son iniş noktası zindandır. İnsan zindana düşmeye görsün, dostlar terk eder, düşmanlar sevinir.

Hz. Yusuf’un zindan için söylediği “burası dirilerin kabridir” sözü inanılmaz güzel. İnsanın yaşarken mezara girmesinden farkı yoktur bunun. Onun içindir ki yaşayan, nefes alan bir canlı için hürriyet her şeydir. Hürriyet, özgürlük olmadan yaşamanın, hayatın da bir tadı yoktur. Her ne kadar hayatımızda bunu hissetmesek de, bu büyük nimetin kıymetini ancak sadece birkaç saat bile özgürlüğümüzün elinden alınması halinde anlayabiliriz.

Günümüzde ise Zindan’ı en iyi anlatanlardan birisi de Necip Fazıl Kısakürek’in “Zindandan Mehmet’e Mektup” şiiridir. Şiirde Zindan için en muhteşem tespit;

“Zindan iki hece Mehmed’im lafta!

Baba katiliyle baban bir safta!

Bir de geri adam boynunda yafta…

Halimi düşünüp yanma Mehmed’im!

Kavuşmak mı? … Belki… Daha ölmedim!”

dizeleridir.

Zindan da umutlar hiç bitmez. İnsan ölmediyse her zaman bir umut vardır. Nitekim Hz. Yusuf’u zindandan çıkartan da Mısır’a Sultan yapan da bu umuttur.

Bir de ne ilginçtir ki tüm büyük insanlarda bir Zindana düşme, esaret, ablukaya alınma söz konusu olmuştur. Hayatın garip bir cilvesi.

Hz. Yusuf’un kıssasından belki de çıkan en çarpıcı sonuç, zindana düşmek değil, zindandan Sultan olarak çıkmak olsa gerek.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*